Rusya ve Ukrayna bir kez daha karşı karşıya. Durum kritik. İki ülkenin yeniden sıcak bir çatışmaya hatta geniş çaplı bir savaşa girme riski var. Peki, bu durum bizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Ortadoğu’da, Kafkaslar’da ve Balkanlar’da tansiyon hiç düşmemişken Karadeniz’de ilave bir gerginlik bizi doğrudan etkiliyor.
Karadeniz’in anahtarı olan Boğazlar, Türkiye’nin kontrolünde. Üstelik en uzun kıyısı bulunan ülkelerden. Ukrayna, cephe hattında karşı karşıya geldiği Rusya’ya karşı kendisini koruması için NATO’dan acil destek istedi. Geçmişte Ukrayna, Avrupa Birliği’nden yardım beklemiş ancak istediklerini alamamıştı. Hatta AB’nin tereddütlü tavrı Rusya’nın daha büyük bir cesaretle ilerlemesine yol açmıştı.
Bu kez de aynı şeyin yaşanmaması için Kiev, NATO aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri’nden yardım istiyor. Washington Kiev’e tam destek vereceğini açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden da kısa süre önce Rusya Devlet Başkanı Putin için kullandığı “Katil” ifadesiyle sert pozisyonu hakkında fikir vermişti. İşte, sürecin bu boyutu Türkiye’yi çok daha yakından ilgilendiriyor.
Çünkü ABD, Karadeniz’e daha fazla gemi göndermek ve Rusya’yı kuşatmak istiyor.
Bugünlerin en fazla tartışılan konusu olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye için yaşamsal önemde. Anlaşma, barış ve çatışma anlarında farklı düzenlemeler getiriyor ve Ankara’ya geniş yetkiler tanıyor. ABD, Montrö’den kaynaklanan kısıtlamalardan rahatsız ve Türkiye’nin NATO üyesi olarak bu konuda daha ileri adımlar atmasını bekliyor.