İnsanlara COVID-19 virüsü ile ilgili mücadele sürecinde o kadar yanlış o kadar tehlikeli bilgiler verildi ki, hangi birini anlatsam? “Maskeyi sadece hasta olanlar kullanmalı, sağlıklı insanlar için gerekli değil” dediler. Yanlış çıktı. Bugün maskenin herkes tarafından mutlaka kullanılması gerektiği artık kesin bir bilgi. “Hastalık çok büyük oranda yaşlı ve kronik sağlık sorunu olanları etkiliyor” dediler. Yanlış çıktı. Bugün on binlerce virüslü genç insan hastanelerde tedavi altında. “Hava sıcaklığının artmasıyla birlikte virüsün yayılımının düşeceği” söylendi. Öyle olmadı.
Kuzey yarım kürede yaz aylarını yaşıyor olmamıza rağmen virüs ciddi ataklarla yayılıyor. “Virüs mutasyona uğruyor, bundan ötürü yayılım hızı düşüyor” dediler; düşmediği gibi sözü edilen mutasyonla daha tehlikeli hâle geldiği anlaşıldı. “Sürü bağışıklığı denen yöntemle başa çıkılabileceği” düşünüldü. Bu yöntemi uygulayan İngiltere ve İsveç gibi ülkelerde korkunç bir bilanço ortaya çıktı.
“5G istasyonlarından yayılan enerji ve radyasyonun virüse neden olduğuna dair komplo teorileri” ortaya atıldı. İngiltere dâhil birçok ülkede 5G merkezleri ateşe verildi, milyonlarca dolar hasar oluştu. Yalan yanlış bilgilerin yayılmasıyla aşırı alkol içip komaya girenler, sabun yedikleri veya çamaşır suyu içtikleri için hastanelik olan bir dolu insan var.
Bunun dışında 15 dakikada bir su içilmesi veya sıcak içeceklerin tüketilmesinin virüsü önlediği söylendi. Bu iddia da asılsız. Yanlış bilgilerin önemli kısmının çıkış noktası Dünya Sağlık Örgütü (WHO). Neredeyse her hafta yaptıkları çelişkili açıklamalarla kurumun itibarını sıfırladılar ve binlerce insanın yanlış uygulama nedeniyle ölümüne neden oldular.
Amerika’dan Avrupa’ya, Çin’den Türkiye’ye kadar bir dizi ülkede popüler olmak, televizyonlarda dikkat çekmek isteyen veya ciddi bir araştırma yapmadan açıklama hatasına düşen doktorlar nedeniyle zarar gören çok fazla insan oldu. Bazı hatalı bilgiler ise farklı ülkelerdeki bilim kuruluşları ve otoriteler nedeniyle yayıldı.
TÜRKİYE’NİN DURUMU