AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti, TBMM’deki grup toplantıları veya televizyon yayınları aracılığıyla görüşlerini kamuoyuna aktarma imkânı buluyor. Ancak yeni kurulan partiler ve TBMM dışında bulunanlar açısından daha dezavantajlı bir durum söz konusu. Türkiye Değişim Partisi’nin (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ile bir araya geldik. Kendilerini ifade edecek yeterince mecra bulamadıklarını anlatarak söze başladı ve önemli bir taahhütte bulundu; “Seçilmemiz durumunda herhangi bir medya kuruluşunu satın almayacağız ve medyayı kontrol etme çabasında olmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ise TDP yetkili kurulları tarafından karar alınacağını, tek başına bir liderin çıkıp açıklama yapmasının parti içi demokrasiyle uyuşmayacağını söyledi. Türkiye’nin diğer kritik konuları hakkında ne düşünüyor, nasıl bir vizyonla yola devam ediyor:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na kırgın mı?: Geçmişte çok güzel günlerimiz oldu. Ben Anadolu terbiyesinden gelen bir arkadaşınızım. O güzel günler baş tacımdır, o nedenle hiçbir zaman kırgınlık söz konusu değil. 5-6 ay önce de Sayın Başkan Kılıçdaroğlu ile görüşmemiz oldu. Görüşmek ayrı, siyasi görüşler ayrı. Ben eski CHP’liyim, ben 80 öncesinden CHP’liyim. Yeni arkadaşlar eski CHP kültürünü bilemezler, vicdanen çok rahatım.
Bir de Sayın Kılıçdaroğlu -sağ olsun- vefa gösterdi, büyükşehir adayı yaptı, yüzde 41 oy aldım. Türkiye Cumhuriyet tarihinin, CHP tarihinin en yüksek oyunu tek başıma aldım. Bugün İmamoğlu başkandır, başarılar dilerim; ama HDP’nin İYİ Parti’nin Saadet Partisi’nin kaç ittifak oyuyla alındı? Ben tek başıma aldım. Ben Şişli’de her siyasi partiyi kucakladım.
Başarı kriteri: 2002 yılında AK Parti’nin yakaladığı rüzgârı biz 10 ay sonra yakalayamazsak burada tekrar konuşalım. Biz o rüzgârı tekrar yakalayacağız. Başarı kriterimiz bu.
HDP konusu: Hudut ve bayrak birliği dışında herkes her şeyi konuşsun ama her siyasi parti terörle arasına lütfen duvar koysun. Türkiye’nin kalkınmasının en önemli noktalarından biri barıştır.
Ekrem İmamoğlu’nun performansını nasıl değerlendiriyor?: Yerel yöneticilerin mutlaka yerele bakması lazım. Ben genel siyasetle yerel siyaseti ayırdım, genel siyasetle yerel siyaseti ayırmak lazım. Belediye başkanları eser yapacak, eser bırakacak. Şişli’de her sokakta benim eserlerim var. Normal belediye işleri ayrı... Bir belediye başkanı beş sene sonra kalıcı eser bırakmalı. Mansur Yavaş Bey için de aynı şey geçerli.