Ortadoğu’da iki ülke var, fiziki büyüklüklerinin ötesinde etkinliğe sahipler. Bunlar, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE). Finans kapasiteleri ve yeraltı kaynaklarının zenginliği sayesinde bölgesel güç gibi davranıyorlar. Sınırlarının ötesinde coğrafyalara uzanıyorlar. Avrupa ve Amerika’nın öne çıkan çok uluslu şirketlerinde ciddi hisseleri var. Türkiye ile Katar arasında neredeyse mükemmel denebilecek ilişkiler söz konusu.
Birleşik Arap Emirlikleri ile tam tersi bir ortam var. Ankara ve BAE neredeyse her alanda ciddi bir çekişme ve zıtlaşma içinde. İki ülke, Libya, Yemen, Mısır ve Suriye’de bilek güreşine girişti. Libya’da iki ülke güçleri çatışmanın eşiğine gelirken, BAE, Doğu Akdeniz anlaşmazlıklarında açıkça Rum-Yunan ikilisinin yanında yer aldı.
Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri’ni 15 Temmuz darbe kalkışmasını finanse etmek ve PKK’yı desteklemekle suçladı. BAE ise her ortamda Ankara’yı Ortadoğu’yu istikrarsızlaştıran ülke olarak lanse etti. Özetlemek gerekirse iki ülke arasındaki ilişkiler bundan daha kötü olamazdı herhalde. İşte tam da bu ortamda, iki ülke yönetimi sürecin iyice tehlikeli bir hâl almasını engellemek için bir dizi girişim başlattı.
Bir iki yıldır devam eden dirsek teması yavaş yavaş olumlu sonuçlar verdi. Önce MİT, ardından da İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının devreye girmesiyle ikili temaslar başladı. Süleyman Soylu ve Mevlüt Çavuşoğlu muhataplarıyla bir araya geldi. Karşılıklı olumlu mesajlar paylaşıldı.
DEVAMI GELEBİLİR
Nihayet, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed, resmî bir ziyaret için dün Ankara’ya geldi. Zayed, Abu Dabi Veliaht Prensi olmasına karşın Birleşik Arap Emirlikleri’nin fiili lideri olarak kabul ediliyor. Ankara ile BAE arasındaki sürpriz yakınlaşmanın gerekçelerinden biri, ABD Başkanlık yarışını Demokrat Parti adayı Joe Biden’ın kazanması olarak görülebilir.