Özellikle 2000’li yılların başında attığımız adımlar hem hayat standartlarımızı yükseltti hem de bizi hiç olmadığı kadar Avrupa kurumlarına yaklaştırdı. Bu olumlu rüzgarın etkisiyle Türkiye çok ciddi yatırım çekti. Türkiye’nin demokratikleşme ve özgürlükler alanındaki çabaları Avrupa’daki ortaklarımızda da büyük heyecan yarattı, uzun yıllar boyunca “model ülke” olarak gösterildik.
Fransa gibi Türkiye hakkında önyargıların güçlü olduğu bir ülkenin o dönemdeki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac bile Türkiye’nin AB’ye katılabileceğine inandığı için müzakerelerin başlamasına yeşil ışık yakmıştı.