Türkiye’deki Hıristiyan Ortodoks din adamı yetiştirmek üzere kurulan Heybeliada Ruhban Okulu 1971 yılında kapatılmıştı. O gün bugündür okulun statüsüyle ilgili siyasi ve hukuki tartışmalar hiç bitmedi. Okulun faaliyetinin, anayasadaki laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyleyenler de oldu, Türkiye için milli güvenlik sorunu olduğunu savunanlar da.
Aradan geçen 50 yılda okulun kapalı kalması Türkiye’deki Rum azınlığı çok kötü etkiledi. Ekümenik İstanbul Rum Patrikhanesi dünyanın dört bir yanına din adamı görevlendirmekle yükümlü olduğu halde bu okulda kimseyi yetiştirememesi nedeniyle sıkıntıya düştü. Din adamlarını Yunanistan veya başka ülkelerden mezun olanlar arasından seçmek durumunda kaldı.
Burada yetişmiş, bu ülkenin kültürünü özümsemiş insanlar, Türkiye’de eğitimlerini tamamlayıp dünyanın farklı ülkelerine gidebilselerdi hiç kuşkusuz çok daha iyi olacaktı. Bu konudaki katı ve kaygılı bakış açısı Türkiye’nin, Hıristiyan Ortodoks dünyasında yumuşak bir güç olarak etkili olma şansını da azalttı.
Oysa geçmişte Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Egemen Bağış gibi AK Parti’de bakanlık yapmış önemli siyasetçiler okulun açılmasının mümkün olduğunu ifade etmişlerdi. Ahmet Davutoğlu da Dışişleri Bakanlığı döneminde İstanbul Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmiş ve Patrik’le yapıcı bir görüşme gerçekleştirmişti.
50 YILDIR KAPALI
Okulun kapanmasının üzerinden tam 50 yıl geçti. Yarım asırlık bu zaman kesitinin sembolik bir önemi var. İbadetlerin önündeki her türlü engelin kaldırılmasını ilke edinmiş olan AK Parti hükümeti, okulun bu süre zarfında kapalı kalmasının etkilerini objektif şekilde değerlendirerek bir adım atabilir. Böyle bir karar hiç kuşku yok ki öncelikle ülkemizde bizim vatandaşımız olan Hıristiyanlar arasında büyük sevinçle karşılanır.