Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tartışmaya mutlaka bir çözüm bulmamız, sakinleşmemiz lazım. Suhuletle, sükunetle, aklıselimle görüş ayrılıklarımızı konuşabilmemiz lazım. Türkiye deneyim ve demokratik olgunluk itibarıyla böyle bir sorunu daha fazla büyümeden çözme kapasitesine sahip. Biz önceki dönemlerde çok daha kritik noktalara tırmanan büyük meseleleri olgunlukla çözebildik. Maalesef Türkiye’de şu anda derin bir kutuplaşma yaşandığı için, akademik camiada kolaylıkla halledilebilecek bir konu, ülkenin en gergin tartışmalarından birine dönüştü. Sosyal medyada paylaşılan etiketlerin zirve yapmasıyla iyice yayıldı.
Türkiye’nin iki derin kutbu, öğrenciler-rektör tartışması üzerinden kavga ediyor. Türkiye’de neredeyse bütün liderler, hatta belediye başkanları Boğaziçi Üniversitesi konusunda fikrini beyan etti, dolayısıyla “Siyasetçiler bu konuya hiç girmesin diyecek değilim” ama ülkenin ciddi sorunlarını bu tartışmayla birleştirmek ve üniversiteleri de kutuplaşmanın bir aracı hâline getirmek Türkiye’ye patinaj yaptırır.
Enerji ve zaman kaybederiz, öğrencilerimiz ve akademik hayat bundan zarar görür. Çözülmemiş başlıkları köpürtüp üniversiteler üzerinden yeni bir kavgaya dönüştürmeyelim. Üniversitelerdeki pırıl pırıl gençler, hangi görüşten olurlarsa olsunlar, İslamcı, komünist, milliyetçi, liberal hepsi Türkiye’nin çok önemli değerleridir. Hızlı tren, savaş uçağı, helikopter yapalım, biyoloji alanında başarı gösterelim, aşı geliştirelim, felsefe alanında öne çıkalım istiyoruz.
Bunları üniversitelerimizdeki gençler başaracak. Çalışkan ve fedakâr hocalarımız da onlara destek verecek. Mezun olduktan sonra önemli kurumlarımızın başına geçecekler. Hepimizin arzusu, Türkiye’nin gelecekte çok daha etkili bir ülke hâline gelmesi. Peki, biz hedeflerimize nasıl ulaşacağız? Gençlerimizle yapacağız, üniversitedeki fedakâr hocalarımızın desteğiyle yapacağız.
Bu nedenle onları özenle koruyacağımız, zarar görmeyeceklerini sağlayacağımız ortam oluşturmamız lazım. Bunun için hepimizin katkı verebileceğini düşünüyorum. Bu olayı soğutmak, sakinleştirmek ve akılcı bir çözüme ulaştırmak için gerçekten sağduyuyla yaklaşmamız lazım.
Sadece öğrenciler değil, polisimiz de çok değerli. Öteden beri en fazla rahatsız olduğum şeylerden biri kamuoyunda polisle öğrencilerin karşı karşıya geldiği gibi bir algı oluşmasıdır. Öğrenci de polis de bizim. Emniyet güçleri, yasalar çerçevesinde kendilerine verilen görevleri yerine getirmenin gayreti içinde.