Bugün, yeme içme kültürü açısından küresel düzeyde tanınan ve aranan bazı örnekler var. Mesela Fransız, İtalyan, Yunan veya Uzakdoğu mutfakları. Türkiye, olağanüstü zengin bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen bu alanda hak ettiği seviyeye henüz ulaşamadı.
Halbuki gıda ürünleri ve yapım teknikleri açısından müthiş birikimimiz mevcut. Yiyecek ve içeceklerin tamamını kapsayan ve büyük bir endüstri hâline gelen gastronomi başlığında gösterebileceğimiz çok şey var.
Tanıtıma katkı, işin sadece bir tarafı. Yemek kültürünü, ciddi bir gelir ve istihdam kaynağı olması bakımından ekonomik boyutuyla da çok önemsiyorum. Daha önce Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in bu konudaki ciddi projelerine tanıklık etmiştim.
Zira Gaziantep şehri aynı zamanda bir yeme içme markası oldu. Hatay, Afyonkarahisar ve bazı Karadeniz illerimizde de önemli faaliyetler yapılıyor. Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu da bu konuların üzerinde çalışıyor.
“Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabı gelecek ay satışa sunulacak. Farklı dillerde de basılacak.