Hakan Çelik Posta Gazetesi

Türkiye’deki göçmenler dönmek istemiyor

Türkiye dünyada en fazla yabancıya ev sahipliği yapan ülke durumunda. Göç olgusu Türkiye’nin en ciddi meselelerinden biri olmaya devam ediyor. Ülkemiz, Suriye’den giriş yapanların yaşadığı stresi atlatamadan...

20 Temmuz 2021 | 98 okunma

Türkiye dünyada en fazla yabancıya ev sahipliği yapan ülke durumunda. Göç olgusu Türkiye’nin en ciddi meselelerinden biri olmaya devam ediyor. Ülkemiz, Suriye’den giriş yapanların yaşadığı stresi atlatamadan bu kez çok büyük oranda Afganistan’dan akın yaşanıyor. Türkiye’ye gelen ve yakalanan mülteci sayısı 2020 yılında 120 binin üzerindeydi. Bu sayının 50 binini Afgan mülteciler oluşturdu. Yıllara göre baktığımızda 2019’da Türkiye’ye gelen Afgan sayısı 200 bini bulurken 2014’te 12 bin 248 idi. İran sınırındaki geçişler ise farklı rotalar ve daha düşük gruplarla sürüyor.

Nisan 2011’de yaklaşık 250 kişilik ilk Suriyeli kafilenin Hatay’ın Yayladağ ilçesinden Türkiye’ye girişinin üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye o süreçten günümüze, insani dram ve avaş şartlarından kaçanlara kapılarını açtı. Sürecin ilk döneminde “Bu mesele bir şekilde çözülür ve insanlar evine döner” gibi bir düşünce hâkimdi. 2011’de ülkemizde 58 bin mülteci varken üç sene sonra bu sayı 4 milyona ulaştı. Kamp sayısı 30’u buldu. Kampların tamamı dolunca buradaki Suriyeliler ülkenin dört bir yanına dağıldı.

Türkiye’de 2011 sonrasında doğan Suriyeli bebek sayısı 700 bin, çalışan sayısı 1.4 milyon, Türkçe eğitim alanlar 770 bin. Okula gidemeyenlerin sayısı ise 350 bin dolayında ki bence bu çok ciddi bir durum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen sene yaptığımız bir sohbette İstanbul’daki Suriyeli sayısının 1.5 milyonun üzerinde olduğunu ifade etmişti. Prof. Dr. Ümit Özdağ da Selçuk Üniversitesi’nin bir araştırmasına atıfta bulunarak Suriyelilere harcanan paranın ifade edildiği gibi 40 değil, 58 milyar dolar olduğunu savunmuştu.

Özdağ konuşma ve açıklamalarında gelecekte iç çatışma riski ve mafyalaşma ihtimallerini gündeme getirmişti. Hacettepe Üniversitesi’nin bir araştırması Suriyeli kadınların doğum hızını 5.3 Türk kadınlarınkini ise 2.3 olarak göstermişti. Göçün yaşandığı yerlerden Kilis, Hatay ve Gaziantep’te bu demografik baskı daha yoğun hissediliyor.

NASIL BİR GELECEK?

Buraya gelen Suriyeliler elbette bütünüyle düşük sosyoekonomik gruptan kişilerden oluşmuyor. Aralarında ciddi eğitim almış ve meslek sahibi olanlar var. Fakat oransal açıdan bunlar küçük bir gruba karşılık geliyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi’nin 2018’de hazırladığı raporda göçün başladığı dönemden bu yana Suriyelilerin 10 binden fazla firma kurduklarına işaret ediliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rusya’nın işgali dünyayı birleştirdi 01 Mart 2022 | 135 Okunma Lüks ve tasarruf bir arada 28 Şubat 2022 | 152 Okunma Yaptırımlar Rusya’yı durdurmaya yetmez 26 Şubat 2022 | 148 Okunma En ağır fatura bize çıkacak 24 Şubat 2022 | 360 Okunma İstanbul’da raylı ulaşım hamlesi 22 Şubat 2022 | 228 Okunma