Batı’da “13” rakamının uğursuz olduğu gibi yaygın bir inanç var. Kökenine gidince bu görüşün daha çok Hıristiyan toplumlarında bilinen batıl düşüncelerden kaynaklandığı görülüyor. Daha da gerilerde eski Yunan mitolojisi ve Paganizm döneminden izler beliriyor. Günümüze kadar ulaşan bu kanı nedeniyle birçok insan 13 rakamından uzak duruyor, bir ulaşım aracında karşılaşırsa koltuğunu değiştiriyor, hatta seyahate çıkmıyor. Bunun elbette hiçbir mantıklı ve bilimsel temeli yok. Bir teknoloji şirketi olan Apple da bu hurafelere pabuç bırakmadan sırası 13 olarak gelen telefonun adını değiştirmedi.
California’daki küresel lansmanda amiral gemisi “iPhone 13”ü tanıttı. Hayata dokunan yenilikleriyle tanınan bir teknoloji devi olması nedeniyle insanlar her sonbaharda devrim niteliğinde şeyler bekliyor. Fakat bu beklentiyi çok karşılanabilir bulmuyorum. İyi bir teknoloji kullanıcısı olarak olgunlaşmış, oturmuş ve hataları giderilmiş sistemleri tercih ederim.
Tüketicilerden gelen maksimalist taleplere yanıt vermek adına ürün ve modellerde her seferinde köklü değişiklikler yapmak gerekmiyor. Bunun belki de en çarpıcı örneklerini otomotiv dünyasında görüyoruz. Porsche 911, neredeyse 50 yıldır birbirine çok benzeyen tasarımlarla üretime devam ediyor. Volkswagen Golf de son 20 yılda kimliğini çok değiştirmedi.
Endüstri; daha çevreci, uygun maliyetli ve gelişmiş araçları üretme arayışında. Apple’ın yol haritasında da bu yaklaşımı görüyorum. Ürünü sadeleştirme, daha iyi çalışır duruma getirmek gibi bir öncelikleri var. Ayrıca neredeyse her kategori için farklı özelliklerde bir ürün sunuyorlar. Yine otomotiv dünyasından bir örnekle, Mercedes Benz bu yaklaşımla her boşluğa bir araç sunarak ciddi pazar hakimiyeti kazandı.
Telefon gibi hayatımıza bu kadar giren ve neredeyse vazgeçilmez olan başka teknoloji ürünü yok. Verimli ve yararlı olabilmesi için sorunsuz çalışmalarını bekliyoruz. Bunun da en önemli yolu yazılımların iyileşmesinden geçiyor. Görebildiğim kadarıyla Apple, bu konuya en az ürünler kadar öncelik veriyor. Telefonlar; yapay zekâ ve nesnelerin internetini kullanarak diğer akıllı teknolojilerle bütünleşiyor.
Uzaktan evi idare etmek, otomobili anahtarsız çalıştırmak mümkün hale geldi. Apple bunun ilk uygulamasını bir süre önce BMW ile başlatmıştı. Şirketin geçtiğimiz günlerde paylaştığı güncelleme, cihazların hiçbir linke tıklanmadan hacklenmesinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Bilgi güvenliği, devletler ve kurumlar kadar kişiler açısından da hayati nitelikte. Bu alandaki çalışmalar o nedenle çok değerli.