Hakan Erdem Karar Gazetesi

Frengistan ve Hindistan’dan gelen

Erken Osmanlı devletinin din temelinde kimseyi dışlamadığı, katılımın Müslüman olmayanlara da açık olduğu olgusu, Osmanlıların gazi olmadıklarının ayrı ve güçlü bir...

24 Haziran 2018 | 145 okunma

Erken Osmanlı devletinin din temelinde kimseyi dışlamadığı, katılımın Müslüman olmayanlara da açık olduğu olgusu, Osmanlıların gazi olmadıklarının ayrı ve güçlü bir kanıtı olarak sunulmaktadır. Erken Osmanlı devleti derken biraz geniş tutuyorum ve tarihçilik açısından hakikaten az bildiğimiz beyliğin ilk zamanlarını özel olarak kast etmiyorum. O dönemde de gerçi, Mihaloğulları’nın menkıbevi atası “Köse Mihal” diye bir karakter var ve henüz Müslüman olmadan önce Osman Bey’in takipçisi (nökeri) ve yoldaşı oluyor. Ama Colin Imber’in dikkatimizi çektiği gibi, bu hikâye, o dönemden çok sonra kaleme alınan Âşıkpaşazâde’nin eserinde bulunuyor. Ona göre, Âşıkpaşazâde, çağdaşı ve bir ihtimalle tanışı olan Rumeli akıncı beylerinden Mihaloğlu Ali Bey’in, Harmankaya’yı satın almasını kutlamak için (ve tabii ki Mihaloğulları’nın Osmanlı devletinin kuruluşunda rol sahibi olduklarını göstermek amacıyla) Ali Bey’e “Köse Mihal” adında bir ata icat edip hakkında çeşitli hikâyeler anlatmıştır. Uydurma veya değil, bu Köse Mihal hikâyelerinin bize kesin olarak söylediği bir şey varsa, Âşıkpaşazâde’nin kendi zamanında bile kimsenin, önemli bir Osmanlı soylusunun Hıristiyan atalara sahip olduğunun gururla söylenmesinde bir beis görmediğidir. Nitekim tarihçilik açısından çok daha sağlam bir kaynaktan, Halil İnalcık’ın yayımladığı Hicri 835 Tarihli Suret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid’ten, Hıristiyan Arnavut soylularının, 1431 / 32’de, dinlerini değiştirmeksizin tımarlı sipahi olarak görev aldıklarını öğreniyoruz. İnalcık’ın tesbitlerine göre o tarihte, Evrenos oğlu Ali Bey’in idaresindeki Arvanid / Arvanya sancağındaki 335 tımardan 56’sı yani % 16’sı Hıristiyan sipahilere aitti. Anadolu’dan (ezici bir çoğunlukla Saruhan’dan), sürgünle gelen Müslüman Türkler tımarların %30’una tasarruf ediyor, kalan kısmın çoğunluğu da devletin ve özel kişilerin Müslüman kullarına yani gulamlara, ait bulunuyordu. Burada her tımar verilenden askerî hizmet beklenmediğini hemen not edeyim.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı sanayiinden kalanlar ve bir ara 05 Ocak 2020 | 290 Okunma Osmanlı sanayiinden kalanlar ve bir ara toplam 03 Ocak 2020 | 51 Okunma Son vakanüvisin gramofon fabrikası 29 Aralık 2019 | 278 Okunma Osmanlı’nın istatistik meselesi 22 Aralık 2019 | 258 Okunma Yıl 1897 Van’da 9 bin 567 tiftik keçisi 15 Aralık 2019 | 738 Okunma