''Yalak Ovası savaşı'' ile Bapheus savaşının aynı olmadığını ve Osmanlı kroniklerinde Bapheus savaşının bir anlatımının bulunmadığını yazdım. Ayrıca, merhum Halil İnalcık’ın Bapheus’un Yalova’da bulunduğu görüşüne, dolayısıyla Osmanlı devletinin de Yalova’da kurulduğu şeklinde popülerleştirilen düşünceye katılmadığımı belirttim. İnalcık’ın 27 Temmuz 1302 Bapheus savaşına sembolik bir önem atfetmesi ve Osmanlı devletinin “kuruluş tarihi” olarak kabul etmesi ise bütün bunlardan farklı bir meseledir. Osmanlı devletinin, Selçuklu sınırları ötesinde, Bizans toprakları üzerinde kurulduğunu vurgulayan İnalcık, Bapheus savaşını bir dönüm noktası olarak almakla belki de Osmanlının kuruluşu / bağımsızlığı tartışmalarında yanlış yöne bakmakta olduğumuzu bizlere ihtar etmekteydi. Geçenlerde bir tarihçi arkadaşımla konuyu konuşurken, “Ayrıntılarına ve coğrafyasına hiç bakmadım ama İnalcık’ın Osmanlının kuruluşunda Bapheus savaşını öne çıkarmasını, savaşların kuruluşlardaki ve bağımsızlıklardaki şekillendirici rolü açısından, Konya’dan sancak gönderilme hikâyelerine göre çok daha inandırıcı bulmuşumdur” dedi. O hikâyelere birazdan bakacağız. İnalcık’ın, Osman’ın başarılı bir şekilde gaza yaparak eşitleri arasından sıyrıldığı ve başına gazileri toplayarak bir savaş beyi veya han olduğu yolundaki görüşleri tabii ki çok önemlidir. Yalnız, İnalcık’ın, Osman Bey’in savaşarak Bizans’tan bağımsızlığını aldığı veya Bapheus savaşının bir bağımsızlık savaşı olduğu şeklinde doğrudan bir ifadesi hiçbir zaman olmamıştır. Aslında, onun vurgusu, Osmanlı devletinin ne zaman bağımsız olduğu üzerine değil, Osman Gazi’nin nasıl yeni bir hanedan ve beylik kurduğu noktası üzerinde olmuştur. Bapheus savaşına ise “Osman’a hanedan kurucusu bir bey ünü” kazandırması açısından, dolaylı bir rol atfetmektedir.