Osman Bey’in, bey oluş sürecini anlamaya çalışıyoruz. Bunun, Osman Bey’in, babasının müdârâ siyasetini bir kenara bırakıp huruç etmesiyle veya Osmanlı Beyliği’nin bağımsız oluşuyla birebir bir eşzamanlılığı yoktur ama tabii ki o hususlar da bu bey oluşla ilintisiz değildir. Kronolojik akış içinde önce bey olmak geldiği için huruç, savaş ve sonraki bağımsızlığı hatta bütün Osmanlı tarihinin başlangıcını bu nispeten alçakgönüllü tarihî hadiseye bağlayabiliriz ve bağlamalıyız. Osman Bey-Şemâ’ilnâme Burada göz ardı edemeyeceğimiz nokta, Osman’ın bey oluşuna, sonraki her şeyi belirleyen determinist bir özellik atfetmekten kaçınmamız gerekliliğidir. Öyle bir yaklaşım, gerek Osman’ın kendi hayatı boyunca yaptıklarını gerekse ondan sonra gelenlerin yaptıklarını ve bunların Osmanlı tarihini şekillendirici etkilerini dikkate almamak anlamına gelirdi. Kısacası, Osmanlının bütün hikâyesi Osman’ın bey oluşuyla başlıyor, öyle bir şey olmazsa Osmanlı da olmazdı veya olana Osmanlı demezdik ama hikâye daha sonraki aktörlerin (ve anlatıcıların) katkılarıyla sürekli değişerek 3 Mart 1924 tarihindeki son perdeye kadar geldi. Gelmeyebilirdi de. Nasıl ki, meselâ, 11. Yüzyılda İzmir yöresinde güçlü bir savaş lideri ve bey olarak ortaya çıkan Çaka Bey’in beyliği devam etmemişse öyle de olabilirdi. Elimizdeki kaynakların hemen hepsi Osman’ın bey oluşunda onun kendi liderlik vasıflarını ön plana çıkarıyor.