Son olarak, 1925-1926 Devlet Salnamesi’nin teşviklerden yararlanan kuruluşların listesini vermesi hasebiyle Osmanlı’dan kalan sanayii varlığı hususunda bir fikir verebileceğini söylüyordum. Tanım gereği bu da kısıtlı bir liste olduğu ve ayrıca devlete ait olan kuruluşları dışarıda bıraktığı için bize sanayinin bütünü hakkında gözlemler yapma imkânı vermiyor. Yine de, 20. Yüzyılın başlarında, bugünkü Türkiye sınırları içinde sanayileşmenin özel sektörde hangi dallarda nasıl bir dağılım gösterdiğini görebiliriz.