Osmanlılar, vur kaç taktikleriyle sadece çağdaşları olan Bizanslıları değil günümüzün bazı tarihçilerini de aldatmayı başarmış görünüyor. Darıca ve Eskihisar arasında olduğu tahmin edilen Pelekanon Ovası’nda yapılan savaşın aslında bütün safhaları hakkında bilgimiz var. Rivayet, savaşı ve sonuçlarını yorumlamaya gelince çatallaşıyor. Osmanlı kuruluşunda göçebelerin belirleyici olduğu yolundaki görüşleriyle tanınan, hatta Osmanlılara siyasî açıdan Moğol denebileceğini ileri süren tarihçi Rudi Paul Lindner’inkiler başta olmak üzere bu yorumlara bakacağız ama önce bir özet yapalım. Bithynia’da bulunan göçebe Türkleri daha yaylalara çıkmadan yakalamak isteyen imparator III. Andronikos, Pelekanon’da bu amacına ulaşır. Daha doğrusu, Orhan Bey, Doğu Roma başkentinden imparator ve ordusunun ayrıldığını duymuş ve onları Pelekanon’a hâkim tepelerde karşılamıştır. Sonrası biraz tuhaf, Andronikos, amacına ulaştığı için memnun olması gerekirken, bir savaş meclisi toplar ve Orhan ancak kendilerine ovada saldırırsa savaşılacağı yoksa İstanbul’a geri çekileceği kararı verilir. Modern tarihçilerin anladığı gibi bu seferin amacı kuşatma altındaki İznik’i kurtarmak ise, savaş daha başlamadan Bizans’ın stratejik bir yenilgi aldığını kabul etmek durumundayız. Yoksa Andronikos’un amacı, doğrudan Orhan Bey ile karşılaşmak ve hesaplaşmak değildi de İstanbul’un çok yakınlarına sokulan bir göçebe grubu cezalandırmak mıydı, bilmiyorum.