İlmihâl kitaplarına göre beylerin savaşta ele geçen ganimetin beşte birini almaya hakları yoktu. Kanun metinlerindeki hükümlerin toplum hayatında ne kadarının uygulandığı veya uygulamanın ne ölçüde kanunlar ve diğer mevzuat tarafından belirlendiği tarihçilerin demirbaş tartışmalarındandır. Kanun hükümlerinin uygulamayla alakalarının çok zayıf olabildiği gibisinden bir olgu sanırım kimseye yabancı değildir. Ayrıca tarihçiler tümdengelimdense tümevarımı yeğlerler. Dolayısıyla, tarihçiler için uygulamaya bakmanın tarihî gerçekliği mümkün olduğunca tesbit edebilmek açısından her zaman için daha tercih edilir olduğu söylenebilir. Hâl böyleyken, doğrudan kanun metni niteliği bile taşımayan ilmihâl veya akaid kitaplarına bakarak tarihî gerçekliği anlamaya çalışmak boş bir çaba olarak görülebilir. Bu çekinceyi dile getirmekle beraber, tek tek uygulamaların daha iyi anlaşılmaları için gerekli olan sosyal, yasal ve dinî çerçeveyi çizmelerinden dolayı bu tür fıkhî- hukukî metinlerin bir kenara bırakılamayacağı kanısındayım. Bu yazıda, merhum Şinasi Tekin’in yayımladığı Gazilik Tarikası ve biraz da Devletoğlu Yusuf’a bakarak en başından itibaren Osmanlı toplumunda gazilikle ilgili bazı uygulamaların teorik çerçevesini anlamaya çalışalım. Daha sonra buralardan edindiğimiz bilgileri başka tarih kaynaklarıyla çakıştıracağız. Gazilik Tarikası’na göre; kazançların helali ganimet malıdır.