Tarihçi Cevdet Paşa, Nizam-ı Cedid dönüşümünün tam konsensüs gerektirecek kadar büyük olduğu düşüncesindeydi. Kıyısından köşesinden dolaştık ama III. Selim’in isteği üzerine yazılan lâyihaları henüz konuşmadık. Bazıları tam metin, bazıları genişçe özetler ve bazıları da sadece birkaç cümleden ibaret bir şekilde günümüze ulaşan bu 21 metin Osmanlı tarihi açısından tartışılmaz bir öneme sahiptir. Bazıları siyaset-nâme edebiyatının en iyi örnekleri arasında sayılabilecek gelişkin risaleler olan lâyihalar, çok kritik bir dönemeçte Osmanlı İmparatorluğu’nda karar alma ve kanun yapma süreçlerine ışık tutan benzersiz belgelerdir. Hâlihazırdaki bilgimize göre, lâyihaların kaleme alındığı 1791 yılından ne önce, ne de sonra benzer bir faaliyet olmuştur. Tabii ki Osmanlı meşveret hükûmetinin nasıl çalıştığını gösteren pek çok başka belgeye sahibiz. Fakat hiçbirinde katılımcıların adları ve sanlarıyla sundukları raporlara sahip değiliz. Mesela, herhangi bir “meşveret meclisi mazbatasında”, tek tek katılımcıların neler düşündüğü ve önerdiği görülmez. Meşveret meclisinde ne gibi tartışmalar yapıldığı da bir sonuç tutanağı olan mazbatadan görülmez veya ancak pek az görülebilir.