ŞAMPİYONUN kendi seyircisi ile buluşma maçıydı. Ama asıl buluşma, taraftarı olduğu takımı için tavizsiz duruşu ile G.Saray camiasını fetheden, adeta taraftarın sahada ruhu, şekil bulmuş hali Emre için olan ve 'hoş geldin partisi'ne dönen maç önünde oldu.
Maçın ilk yarısı tam bir tek kale şeklinde geçti. Bu kadar baskı içinde, Göztepe’nin az pozisyon vermesi, ilk defa kalede oynayan genç Göktuğ’un çok sıkıntı yaşamadan ilk yarıyı tamamlaması Galatasaray için soru işareti. Henry’nin golüne kadar olan nadir görülecek süredeki baskılı oyunda ilk sıkıntı Eren’di. Eren’in önde topu saklama oranının düşük olması ya da Titi’nin iyi savunması, baskıyı büyük pozsiyonları küçük yaptı.
EREN'LE OLMAZ
Bir kez daha gördük ki Eren iyi bir yardımcı forvet olur. Eren’den sonraki problem ise Belhanda. Tıkır tıkır işleyen çarktaki kırık diş Belhanda... Birbirine bağlı hatlar arasında aparat olamayan Belhanda... Jonglörlük ile futbolculuk arasında aylardır yeteneklerini göstermesini beklediğimiz Belhanda... Artık yolun sonu. Taraftarın gözünde Cimbom’un çocuğu, sahadaki işleri ile futbolun çocuğu Emre geldi ve artık değişim zamanı. Bugüne kadar tanınan fırsatları değerlendiremedin ve şimdi devir teslim zamanı geldi.
YAŞATACAĞIN ÇOK ŞEY VAR
EMRE Akbaba için heyecan, hırs ve istek içeren bir maçtı. Nasıl olmasın ki... Sevdiğin takıma transfer olarak hayallerine ulaşmışsın ve ilk maçında büyük taraftarın karşısına çıkıyorsun. Maçtan önce kurduğu hayaller, kafasında yazdığı senaryolar, bir gol atmanın o ve taraftar için anlamını düşünerek geçen hazırlık. Devamlı ceza alanına yaptığı koşular, kaliteli sol ayağı ile verdiği paslar ve disiplinli hali ilk maçında ön plana çıkan yanlarıydı. Yaşayacağı ve yaşatacağı çok şey var Emre’nin...
GOMIS'SiZ ASLA OLMAZ...