Galatasaray’ın en büyük gücü iç sahası ve taraftarıysa, en net zaafı da deplasmanda değişen oyunu ve aldığı sonuçlardır.
Aynı takım ve aynı oyuncularla sahaya çıkılsa da deplasman hep sorun oluyor. Bunun en önemli sebebi, iç sahada büyük ve etkili taraftar desteği ile oynamaya alışmış takımın deplasmanda bu desteği bulamaması. Çünkü, baskılı oyun içerde ve dışarda oynanıyor ama içerdeki maçlarda ikinci baskıyı koyan taraftar o önemli farkı oluşturuyor.
Galatasaray, coşkuyu hissetmek isteyen, tempoyu yukarı çekerek oynamayı seven bir takım ve rakip iyi alan kapatıp tempoyu düşük tutarsa Galatasaray’a karşı avantaja geçiyor. Bunu da kolay yoldan yapıyorlar.
Galatasaray, tam bir kenar takımı ve hem iki beki hem de iki kenar önü ile etkili olan, yakaladığı zaman dağıtan bir ekip. Fakat iş göbekten oynamaya ve iş yapmaya gelince tıkanıp kalıyor. Kenarların işlediği maçlar ile iyi marke edildiği maçlar arasındaki fark, Galatasaray’ın iç saha ile dış sahası kadar farklı.
KISA MESAFELi iLK YARI!
Bülent Korkmaz, Galatasaray’ı iyi tanıdığı ve bundan önceki maçlarda yaşanan sıkıntıları göz önünde bulundurduğu için takımını güvenli bölgede tuttu. Elbette bu güvenli bölge, Rodrigues ve Henry gibi oyuncuların hızlarını kullanamayacağı, Mariano ve Ömer’in bindirme yapamayacağı kadar sıkı ve örülü, Antalyasporlu oyuncuların birbirine yardım götüreceği kadar yakın olduğu kısa mesafede oynanan alandı. İlk yarıda işe yaradı bu seçenek.
YILDIZLAR SAHNEYE
· GALATASARAY’ın yaşadığı problemlerin tek çözümü var. O da, Belhanda, Rodrigues, Henry ve Sinan gibi kaliteli oyuncuların bireysel yeteneklerini kullanıp çözüm üretmesi. Fakat problem şu ki, bu işi yapacak oyuncuların başında gelen adam olan Younes Belhanda sahada yok!
BELHANDA'YA BOŞUNA KI...