Osmanlı deplasmanının başlarında Galatasaray’ı durdurmak adına kendi alanında kalıp yakın oynayan bir rakip vardı. İstediğini yapıyor gibi gözüktüğü yarım saat sonunda Galatasaray işi bitirmişti. Bu sefer önemli fark, Antalyaspor önde kaliteli oyuncuları olan bir takım olmasıydı.
Antalyaspor, oyun stratejisini Beşiktaş deplasmanında oynadığı anlayış üzerine kurdu. Adama adama oyun ama biraz daha üst versiyonu olan kendi sahasında oynamanın avantajını kullanıp rakibe önde baskı yapma.
Orta sahada Fernando, önünde Belhanda ve en önde Gomis’e, rakipleri yakın ve sert oynayınca ilk yarım saat zor geçti. Orta sahadaki savaş maç boyunca devam etti ve ikinci yarı bu sabamı kazanan Antalyaspor oldu.
İYİ VE KÖTÜ TUDOR
Tudor, ikinci yarıda doğru zamanda iyi hamle yaptı. İyi oynamayan Ndiaye’yi kenara alıp Selçuk ile orta sahada daha fazla topa sahip olmayı, diğer taraftan maçın bir başka etkisiz adamı Belhanda’yı etkin hale getirmeyi çalıştı. Fakat son bölümde, Antalyaspor’un baskısını kırmak adına hamle yapmakta geç kaldı ve golün gelmesini seyretti. Belhanda-Feghouli hamlesini 15 dakika erken yapsa bu kadar baskı yemezdi.
Galatasaray’ın puan kaybında Ndiaye, Belhanda ve Tolga gibi ilk haftaların etkili ayaklarının kötü oynaması baş rolü oynadı.