TAKIMIN iskeletini oluşturan savaşçın, organizatörün ve bitiricin yokken zor bir deplasmanda neler yapacağın çok daha önemli hale gelir. Maicon, Fernando ve Gomis gibi temel oyuncuların olmayışını tolere etmek zordur. Ya işleyen bir sistem ya da yerine oynayan oyuncuların ekstra hazırlığı ve konsantresi gerekir.
Sahaya bakınca en dikkat çeken seçim Belhanda’nın olmayışı ve Feghouli’nin onun pozisyonunda oynuyor olmasıydı. Bu seçimin Feghouli’yi daha etkin hale getirdiği ve oyunun içine soktuğu aşikar.
Eren’in, 2 gol atmanın ötesinde, tazelenmiş ve istekli görüntüsü mesajlar içeriyordu.
SUMUDICA İLE TERİM’İN SAVAŞI
- İlk yarıda işler Galatasaray’ın istediği gibi gitti ama ikinci yarı gidişatı bozan Sumudica oldu. Sol kenara yaptığı müdahale ile çok net pozisyonlar buldu ve bunu Mariano gibi iyi bir beki sahadan silerek yaptı. İlk gol ve sonrasında gelen net pozisyonlarda takımı ayakta tutan önce Muslera sonra Fatih hocanın müdahaleleri oldu.
Sinan Gümüş bu takımın en yetenekli oyuncularından biri. Vereceği çok şey var Galatasaray’a. Ama oyuna girdikten sonra 3 net pozisyona girmesi ne kadar olumlu ise, bu pozisyonları rahat harcaması da kendini hazır tutma açısından sıkıntısı olduğunu gösteriyor.
Denayer’in sade ama hatasıza yakın oyunu kayda değerdi. Rodrigues’in oyun disiplinine ve sisteme sadık oyunu onu başka bir oyuncuya evrilmesini sağladı. Galatasaray açısından zorlandığı ama çok rahat da kazanabileceği bir maçtı. Üstelik bunu Kayseri gibi iyi bir takıma ve çok önemli eksiklere rağmen başardı. Yeni başkan sayın Mustafa Cengiz’e oyuncuları güzel bir hoşgeldin hediyesi verdi. Ben de sayın Cengiz’e başarılar diliyorum.