Milli maç arasından sonra oynanmayacak takımlar listesinin başında gelir Konyaspor. Rıza Hoca ile de devam etse aynı görüntü olacaktı ama Aykut Hoca, Konyaspor’da zaten bu sistemin temelini atmış isimdi.
Maçı kendi alanında oynayan ve bu oyunu hiç sıkılmadan sabırla devam ettiren bir takıma karşı zorlanmak normal. Elbet bu durumu daha zor hale getiren Galatasaray’ın hem saha dışında hemde saha içindeki eksikleriydi.
Sezon başındaki o müthiş baskılı, boğucu oyun başlangıcının ancak esintisi olabilecek derecede oynanan ilk çeyrek, taraftarı biraz ümitlendirdi ama oyunun dengelenmesi uzun sürmedi. Konyaspor’a karşı topun ve oyunun hakimi olmanın, rakip alanda fazlaca bulunmanın hiçbir ekstra durumu yok. Zaten istenen budur çünkü alışılmış, çalışılmış ve planlanmıştır.
1 POZİSYON 3 SONUÇ
Nitekim ilk yarı da böyle
geçti. Fakat iş pozisyon üretme ve etkili olmaya gelince her şey
tersine döndü. İlk yarının sonuna kadar sahanın en rahatı Muslera
ve Serkan’dı. İlk yarının en net pozisyonuna giren Jahovic’i
durduran yine Muslera oldu. Fakat, o pozisyon öncesi ve sonrası
itibariyle daha önemli. Tek pozisyon bize 3 şey anlattı:
İlki, 3’lü defans oynamanın zorluğu ve zaaflarını gördük. İkincisi, savunmanın geniş alandaki ağır halini seyrettik. Üçüncüsü, Muslera’nın hala çok iyi bir kaleci olduğu teyit ettik
SORUMLU YÜREKSİZLER
Bu kaybın en önemli
sebebi hoca, cezalılar, eksikler kadar sahada yeterince mücadele
etmeyen oyunculardı. Sahaya çıkan oyuncuların bazıları olmasa daha
kötüsü olmazdı. Mücadele etmezsen, yüreğini koymazsan, formanın
farkına varmazsan, son dakika da bile olsa işler tersine döner ve
üzülürsün.