Bugün 15 Temmuz’un yıl dönümü. Sevinçle yâd edilmesi gereken, darbeden iradesine sahip çıkan halkımız sayesinde kurtulmuş olmamız. 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü ve 28 Şubat’ı hatırlayanlar, Türkiye’nin bu en uzun 48 saatinde 248 şehit ve 2196 yaralının bizi ne gibi kanlı bilançolardan kurtardığını bilirler. O şehitlere ve gazilere borcumuz ödenmez.Ancak bu sevinci karartan, hâlâ cevap bekleyen sorular da var.ABD kendi yasalarının şu maddesi, bu maddesinin arkasına gizlenmeye çalışsa da sorumluların yargılanmasının önünde oluşturduğu engelin kanıtladığı gibi, bu darbe girişiminin de ortağıdır; mevcut sorular da bu ortaklıktan kaynaklanmaktadır. Bunların başında Fetullah Gülen’in iadesi geliyor.Diplomasi kin tutmaya engeldir; bu sebeple Türkiye şu anda (ben hiçbir olumlu sonuca ulaşmayacağına inansam da) Afganistan’da barış ve huzurun devamı için ABD Başkanı Biden ile bir ortaklığa girişmeye hazırlanıyor. Ancak, 15 Temmuz’u, Beyaz Saray’da olağanüstü durumların izlendiği “Situation Room” veya resmi adıyla John F. Kennedy Konferans Salonu’nda takip eden ekibin başında şimdiki başkan, o zamanki başkan yardımcısı Joe Biden’ın olduğunu unutamayız.Odada, Dışişleri Bakanlığı’nı...