ABD’nin Türkiye’ye bakışındaki milimetrik dalgalanmaları, kripto para borsası izler gibi izleyen ve teşhis ettikleri “düzelmelerden” sevinçle söz eden yazar-çizer arasında ayrık otu gibi durmak, benim için üzücü tabii; ama gerekli. “ABD ile ilişkilerimiz düzelmesin” istemiyorum elbette, böyle bir beklenti ancak stratejik körlük sonucu oluşur. Neredeyse bir aydır ABD ile ilişkiler borsasının ibresi bir aşağı bir yukarı oynuyor, fakat bir türlü iki müttefik arasında olması gereken güven ortamının oluşmasını sağlayacak o beklenen adım ABD tarafından atılmıyor. O adımın adı, PKK uzantısı PYD, YPG ve moda isimleriyle SDG’nin içindeki Amerikan CENTCOM birliklerinin geri çekilmesidir. Bu adım atılmadığı gibi, CENTCOM komutanı, Amerikalı yazarları helikopterle SDG ziyaretlerine götürüyor; onlara “Neden Suriyeli Kürtlerden vaz geçemeyeceklerine” dair brifingler veriyor, makaleler yazdırıyor. Böyle bir makale New York Times’da, Thomas Friedman imzasıyla çıktı. Sayın yazara göre, ABD’nin Orta Doğu siyaseti de, İsrail’in geleceği de, Türkiye’nin Suriye’ye bir üçüncü harekatı yaparak “Suriyeli Kürtleri tekrar ezmesi” de CENTCOM’un SDG ve onların içinde/yanında konumlandırılmış 900 Amerikan...