Avrupa Birliği’nin parlamentosu sayılan, (birliğin bakanlar kurulu başkanı konumundaki Ursula von der Leyen’in altından Ankara’da sandalyesini çekmesiyle tanıdığımız) şu meşhur Charles Michel’in başkanı olduğu Avrupa Konseyi’nin hafta sonunda yayınladığı bildirisini görmüş olmalısınız. Libya’dan Mali’ye her konuda görüşünü açıklarken, neredeyse Rusya kadar uzun bir bölümün de Türkiye’ye ayrıldığı bildirideki üslubun çirkinliği üzerinde duracak değilim. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun, bu üslubun karşılığını verdi. Türkiye’ye tepeden bakılmasına, Türkiye’nin temel insan haklarını ihlalinin Avrupa için “çok ciddi kaygı konusu olduğu” ifadesine değinmekte de yarar yok. Biz ülkemizin bir hukuk devleti olduğundan emin olduğumuz ve yargı erkini bağımsız şekilde kullanan mahkemelerimizin yargıçları, kararları üzerinde bir siyasal baskı kurulduğunu haykırmadığı sürece, başkasının kaygısı bizi çok da ilgilendirmeyebilir.Ancak Avrupa Konseyi’nin bildirisinde, Yunanistan’ın ana karası ve adaların hava sahası uygulamasına kayıtsız şartsız destek vermesi, seçilen kelimeleri de dahil, İngiltere Başbakanı Lloyd George’un 1915’de Yunanistan başbakanı Eleftherios...