Kraliçe Marie Antoinette, ünlü sözü “Bırakın pasta yesinler!” ile kraliyetinin kaygısız yaşam tarzını özetliyordu. Kocası, 15. Louis, bu felsefeyi bir adım öteye taşıdı:“Apres moi, le deluge” (Benden sonra tufan).Bir kral (veya demokratik bir lider), kendisinden sonra ülkesinin yok olmasını dilemeyeceğine göre, bu söz, bugüne kadar yorumlandığı üzere bir şımarıklığın ifadesi midir? Yoksa uluslararası ilişkilerdeki realist kuramın, hem de Offensive Realism (Saldırgan Gerçekçilik) denen versiyonuna uygun bir beklenti midir?Bu soruyu tartışmak için belki henüz erken; belki de bu yazı, bu soruyu irdelemek için bir gün geç kalmış bir yazıdır. Çünkü ABD derin devleti ve onu temsilen demokratik şekilde görevdeki son 60 günü geçirmekte olan Başkan Joe Biden’ın verdiği pası, Ukrayna’nın hala ne yapmak istediğini kimsenin çözemediği başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya lideri Vladimir Putin’in kalesine gönderdi.Biden, Ukrayna’ya bir yıl önce vermiş olduğu 300 kilometre menzilli ATACMS (Ordu Taktik Füze Sistemleri) füzelerini Rusya’nın “içlerine doğru” kullanma yasağını önceki gün kaldırdı; Zelenskiy de bunlardan altısını, Moskova’ya 400 kilometre mesafedeki Bryansk bölgesine attı. Rusya...