Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun (AET) 1958 yılında kurulmasından kısa bir süre sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959’da ortaklık başvurusunda bulundu. 1968 yılında Prof. Dr. Fahir Armaoğlu’nun dersinde hazırladığım yıl sonu ödevinde, “AET’ye başvurumuzun üzerinden 10 yıl geçti; hala bir cevap bekliyoruz” diye yazdığımı hatırlıyorum. Fahir hoca, bu cümlenin yanına bir ok çekip, ucuna, “Daha çok beklersin!” yazmıştı. Ciddiyetiyle sadece öğrencileri değil, oturduğumuz sıraları bile titreten hocanın bu “şerh”i o kadar olağandışıydı ki, o tarihte asistanı olan Prof. Oral Sander anı olarak saklamak üzere benden almıştı.Ama güncel konumuz, AB’nin bizi, başbakan rahmetli Adnan Menderes’ten bu yana bütün hükumetlerimizi, bütün milleti oyalayan bu tavrı değil; konumuz AB’nin Kıbrıs Türklerine karşı hafta başında yayınladığı haddini aşan, ölçüsüz, küstah, saygısız bildirisi. Bildiri, AB’nin Dışişleri ve Savunma Politikaları Yüksek Temsilcisi (birliğin bakanlar kurulu sayılan Avrupa Komisyonu’nun başkanı Ursula von der Leyen’in de yardımcısı) Joseph Borrell’in imzasını taşıyor. İspanyol siyasetçi, Kuzey Kıbrıs’taki Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) Kırgızistan’daki Zirvesi’nde...