Çin’in küresel aktörlüğe soyunmasının üzerinden epey bir zaman geçti; ancak bölgemizde bunu fark etmemiz bu ayın başlarında oldu. 6 Nisan’da, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan’ın Çinli mevkidaşları Qin Gang’la Pekin’de el ele fotoğrafları bütün dünyayı şaşırttı; ama zannederim Washington’da şiddeti 7’ye yakın bir depreme yol açtı. Çünkü Çin, yedi yıldır uluslararası toplantılarda bile bir araya gelmeyen iki ülke yetkilisini buluşturarak uluslararası alanda oyun kurucu rolünü oynamaya başladığını ilan ediyordu. Bu buluşma orada kalmadı; Yemen gibi İran ile Suudi Arabistan’ın birbirine karşı vekâlet savaşı yürüttükleri bir alanda, bir anda barışa giden kapıları da açtı.Her ne kadar İran, kendisine sağlanan bu ikinci “uluslararası oyuncu olma” imkânını başarıyla kullanmayacağını gösteriyorsa da, bu, Çin’in yeni uluslararası rolüne dair analizleri etkilemez. (Hatırlarsanız, İran’a bölgesel meselelerde barış yanlısı bir uluslararası oyuncu olma imkânını ilk kez Türkiye, bu ülkeyi Rusya ile yapılan Suriye görüşmelerine dâhil ederek Soçi’de sunmuştu. Ancak İran’ın bu rolü oynayıp oynamayacağı ve mesela 24 Nisan sözde...