Irak’ın neye hükmettiği pek kesin olmayan hükümeti, “DAEŞ’in bittiğini” açıkladı; “Hayali İslam Devleti çöktü” dedi. Eğer zannettiğimiz veya iddia edildiği gibi Musul, DAEŞ’in güçlü olduğu noktalardan biriydi ise, şu ana kadar dağlar gibi terörist cesedi yığını görülürdü. Irak’ta hiçbir etnik grubun basın ahlakı, böyle bir iftihar vesilesine engel olamazdı. Ama görmedik. DAEŞ, nasıl Iraklı komutanlar ciplerine binerek ve yerlerini alan (Saddam günlerinden tanıdıkları arkadaşları olan, ama şimdi DAEŞ militanı adıyla bilinen) teröristlerin adeta ellerini sıkarak Musul’dan ayrıldılarsa, öyle görünüyor ki bugün de tersi bir senaryo ile kurtarılıyor. Bölge ve dünya halkı DAEŞ’in dehşet verici kafa kesme ritüellerinden (veya mavi ekran video montajlarından) öyle bıktı ki, artık kimin nereden nasıl defedildiğine o kadar da dikkat etmiyor.
Bitişin ayrıntılarına çok kişi değinecektir; ama başlangıcına
ilişkin bir notu paylaşmak gerekiyor. Adının Arapçasından önce,
İngilizcesi icat edilmiş bu örgütün ilk ismi, ISIL diye kısaltılan
“Islamic State of Iraq and the Levant” idi. Buradaki dil sürçmesi
fark edilmiş olacak ki, bu isim hemen IŞİD’e döndürüldü: Irak ve
Şam İslam Devleti.