Bir gazete köşesinde belki güncel olup bitenin irdelenmesi gerekir ancak geçen yazıda başladığım, bir ölçüde kuramsal “ulusal dış politika” ve onun bütün partilerce desteklenmesi konusuna son bir dokunuş için izninizi istiyorum. (Böyle “kuramsal” dokunuşlar deyince aklıma, Latin edebiyatında atasözü haline gelmiş, resimlerinde ayakkabılardan başka yerleri eleştirmeye kalkan ayakkabıcıya, ressam Apelles’in “Ne supra crepidam /Ayakkabıdan yukarı çıkma!” uyarısı gelmiyor değil!)Bütün partilerin, onların içindeki koalisyonlar ve ittifakların, ülkenin dış politikası ve onun rüknü olan savunma (güvenlik) hedeflerinin paylaşılması, özellikle ABD’nin sağladığı küresel “düzen” anlayışının sona doğru evrildiği görüşlerinin yayıldığı şu sırada çok önemli. Ülkemiz için ne yazık ki böyle bir ortak anlayış, ortak tutum, ortak ülküler olmadı.Tam olmadı değil: Osmanlı Devleti’nin sona ermesi ve yerini irili ufaklı 11 ülkenin alması sırasında bu ülkelerin çoğunda ve Türkiye’de bir ulusal birlik fikri vardı ve partiler halini almamış bile olsa, Osmanlı’dan miras kalan bütün fikir gruplarının üzerinde anlaştığı bir dış politika fikri vardı. İç konulardaki aykırı görüşlerin birinci meclisin feshine...