Amerika ve iki başlı AB’nin başlarından biri, dünyayı aldatmaya devam ediyor. Bunlara göre daima haklı, daima masum, daima mağdur ve daima terörizmin tehdidi altında bulunan İsrail’e yardım etmek, Batı için varoluşsal bir zorunluk. 1973’te Araplar, “hiç uyarıda bulunmadan, üstelik Musevilerin Yom Kippur bayramında, birlik olup saldırdıklarında” nasıl yardımına koştularsa, İsrail’e yine önünü ardını düşünmeden yardımcı olmaları gerektiği kanısındalar.Yom Kippur Savaşı, İsrail’in 1967’de başlayan Filistin’i ve Filistinlileri yok etme stratejisinin, komşu Arap ülkelerine doğru yayılma siyasetinin, Golan Tepeleri, Ürdün Nehri’nin batı yakası, Gazze Şeridi ve Şarm el-Şeyh’te işgallerinin ve neredeyse 10 yıllık katliamlarının sonucuydu. Mısır ve Suriye’nin önderliğinde bir araya gelen Arap ülkeleri, bu savaşla Filistin meselesini dünya kamuoyuna sunuyorlardı. İsrail’in bu sinsi stratejisine ABD ve Batı Avrupa ülkeleri tam destek veriyorlardı. Nitekim, Mısır ve Suriye içindeki Batı istihbarat ağı, bu ülkelerin uçakları havalanmadan İsrail’in karşı harekata geçmesini sağlamışlardı. İsrail’e Batı desteği bununla kalmadı; ABD o zaman da kesenin ağzını açtı, “İsrail yenilirse, Sovyetler...