On ay kadar önce, şu soruyu sordum bu sütunda:“Soma’daki facianın acı tabloları gözümüzün önündeyken şimdi bunun üstüne, Bartın’ın felaket sahneleri ekleniyor. Bunu önlemenin yolu yok mudur?”Kömür madenciliğimiz, artık hemen hemen tamamen elektrik üretmek amacıyla yapılıyor. Ülkemiz kömürden elektrik elde etmede dünya ortalamasında: elektriğimizin yüzde 20’si kömürden geliyor. Bu oranı ne kadar arttırırsak, doğal gaza verdiğimiz döviz miktarı da o kadar azalacak. Ancak dünyanın en tehlikeli madencilik alanı olan kömür madenciliğine verdiğimiz kurbanların sayısı da o kadar artacak.Son 45 yılda grizu patlaması, su baskını ve diğer maden faciaları sonucu 980 maden işçimizi şehit verdik. Son on yılda trafik kazalarında 53 bin kurban verdiğimizi hatırlayarak bu sayıyı önemsemeyecekler olacaktır. Ancak maden facialarının toplumsal vicdanımızda açtığı derin izler, bir ölçüde bu faciaların medyada aldığı dramatik sunumdan, bir ölçüde önlenebilir olduğu halde önlenememesinden kaynaklanıyor.Bunun bir de son yıllarda kazandığı yeni boyut var: Kömür madenciliğinin sebep olduğu çevre tahribatı ve bunun yarattığı sosyal tepki var. Geçen haftaya şekil veren sosyal ve siyasi olayların başında bu...