Uluslararası ilişkilerin mantığı, bazen kişisel duygularla bakıldığında kolay kavranmayabiliyor. Bir süre önce Ermenistan’ın kendi selameti, halkının saadeti ve bölgenin refahı için, iki tarafındaki iki büyük devletle dostluk yolunu seçmek üzere olduğuna dair bazı belirtiler gördüğümü ifade etmiştim. Bu gerçekten sevinç verici idi ve çekinmeden yazıma “Dost Ermenistan” başlığını atmıştım.Elbette 40 yıl Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ topraklarını işgal eden bir ülkenin bir gecede “dost ve kardeş” olması beklenemez; ayrıca bu yöndeki bir gelişmede de kötü niyet aranması doğaldır. Bazı okurlar, bu kabulün zorluğuna tanıklık ettiler. Hatta bir arkadaşımız, sevgili dostum Esat Kabaklı’nın bestelediği Serhat Kabaklı’nın ünlü ezgisinin sözlerini yolladı bana:“Vatanına göz dikeni ez oğlum / Dostun kim düşmanın kim sez oğlum”Ancak bu şarkının son dizesi “Mağrur olma insanları sev oğlum” demiyor mu? İnsanları sevmenin yolu, insanca anlaşmaktır; bu ise insanların tek anlaşma yolu olan görüşmeden geçer.Nitekim Azerbaycan ile önce Moskova’da, ardından Brüksel’de oturup görüşüp, sonrasında Ermenistan’ın Türkiye’ye özel temsilci atayacağını açıklamasının ardından, Dışişleri Bakanımız Mevlüt...