Olası 3. Dünya Savaşı’nın tarihini yazanlar, muhtemelen şu cümleleri kaleme alacak:“Fransa, Almanya ve İngiltere’nin o sırada başındaki zayıf kişilikli ve deneyimsiz siyasetçiler, ABD’nin ateşle oynadığını ve bu ateşin karşısında bir yıl önceki korkuları giderek artmış bir Rusya’nın bulunduğunu anlamadılar.”Tarih daha önce, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, bu cümleyi aynı isimlerle ancak Rusya ile Almanya’yı yer değiştirerek kurmuştu. Ya Hitler’le uzlaşmanın yolunu daha erken arayacaklardı ya da er-geç savaşı başlatacaklardı. Ama onlar ikisini de yapmadı. Şimdi Batı, güya, bu hatalardan ders almış gibi “saldırganı en erken şekilde durdurma” stratejisi uyguluyor. Ancak Ukrayna’ya yığdıkları para ve silah Rusya’yı durdurmuyor; Rusya’ya “gönülsüzce” uyguladıkları ekonomik ve ticari yaptırımlar, Vladimir Putin’in elini kolunu bağlamıyor. Oysa, Rusya’nın Kırım’ı işgali ve ilhakıyla başlayan olaylar zincirine Donbas ayaklanmaları eklenince, Minsk Süreci ile açılan görüşme yolu, ABD ve AB’nin üst üste hatalarıyla tıkanmamış olsaydı, iki taraftan 10 bine yakın asken ve 8 bin sivil ölmemiş, 18 milyon insan evinden yurdundan kaçmak zorunda kalmamış olacaktı.Bu ölümlerin ve hasarın önüne geçmek...