Çok değil, 1983-93 arasındaki Özallı 10 yılı da dahil ederseniz, Türkiye’nin uluslararası şirketlere kafa tutmaya başladığı dönem 25-30 yılı ancak bulur. Tabii, “kafa tutmak” deyiminden, kişiler düzeyindeki tartışma ve çekişmeyi anlamamak gerekir. Zira Uluslararası düzeyde “niza” ülkeler arasında bile artık, hukuk ve görüşmeler yoluyla açılıyor ve hallediliyor.Ama bu gerçeğin farkına varamamış uluslararası firmalar yok değil. Bunların sayısı dijital çağın başlamasıyla daha da artmaya başladı. Çoğu, eski kuşak işadamlarının deneyiminden mahrum, genç ve tecrübesiz, ama kazandıkları milyar dolarların verdiği ölçüsüz özgüvenle hareket eden...