İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan, İran parlamentosunda “Türkiye, uluslararası su yollarının seyrüsefer dışı kullanımları anlaşmasına taraf olsaydı onları dava edecektik! Ama şimdi sorunu görüşmeler yaparak çözmek zorundayız” dedi. Bir konuşmada ne dostluğa ne kardeşliğe sığan bu kadar şeyi bir araya getirmek başarıdır!İranlı bakanın sorun dediği şey, Dicle ve Aras nehirlerinin suyundan yararlanma (veya daha çok oranda yararlanma) talebidir. İran gerçekten son 10 yıldır bölge ülkelerinin hemen hepsinden daha çok kuraklık çekiyor. Ne var ki, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Su Programı Uzmanı Dr. Tuğba Evrim Maden’in belirttiği gibi, bu sıkıntının gerçek sebebi, İran hükumetinin yanlış yönetimi. Önemli merkezlerin su sorununu çözmek için başka illerin kaynaklarını kullanmaya başlayan İran hükumeti, bu illerde de su sıkıntısına sebep oldu. Başka bir deyişle, sorunu halletmek yerine, tersine, genişletti ve bütün ülkeye yaydı.Uluslararası teamüllere göre, bir ülke bir nehre ne kadar su katkısında bulunuyorsa, o nehirden o oranda yararlanabilir. Fırat’a Türkiye yüzde 90, Suriye yüzde 10 katkıda bulunur; Dicle’ye, Irak yüzde 50, Türkiye yüzde 40 ve İran ise yüzde 10 civarında...