Fransız romancı Jean-Baptiste Alphonse Karr’ın meşhur aforizması, “Her şey ne kadar değişirse o kadar aynı kalır!” diyor. Yani her şey “yeniden deja vu”!İran ile dünyanın bilinen nükleer güçleri arasında yapılan (P5+1) 2015 tarihli Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) anlaşması, üç yıl sonra ABD’nin imzasını geri çekmesiyle ortada kalmıştı. Bu anlaşmayı canlandırmak üzere imzacı ülkelerin yeniden masaya oturmaları bir umut ışığıdır.Ama bu ışık ne kadar parlak? Biden Trump’ın anlaşmadan çekilirken İran’ın yanı sıra İran ile ticaret ilişkisi kuran diğer ülkelere koyduğu ağır yaptırımları kaldırmadı. Tersine, Trump yönetimin tanıdığı bazı istisnaları da kaldırarak, yaptırımları daha da ağırlaştırdı. İran’ın bu ilave yaptırımlara cevabı, anlaşmayla yasaklanmış olan uranyum arıtma-zenginleştirme işlemini hızlandırmak oldu. İran’ın şu anda nükleer silah yapmak için kat etmesi gereken yolun üçte ikisini aldığı, atom bombası yapmak için önünde bir yıldan daha az süre kaldığı biliniyor. “Biliniyor” ama bu bilgi sadece İsrail’den geliyor.İran’ı nükleer güç olmaktan alıkoymayı öngören çabalar eski Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’a atfedilen, ama gerçekte söyleyip söylemediği bile belli...