Hakkı Öcal Milliyet Gazetesi

İran’ı yok etmenin dayanılmaz şehveti

Obama’dan dünya halklarına kalan fazla bir miras yok. ABD halkına, iyi-kötü (çoğunlukla kötü) bir sağlık reformu kaldı ve bu reform, Trump’ın ve Cumhuriyetçile-rin bütün...

09 Ekim 2017 | 386 okunma

Obama’dan dünya halklarına kalan fazla bir miras yok. ABD halkına, iyi-kötü (çoğunlukla kötü) bir sağlık reformu kaldı ve bu reform, Trump’ın ve Cumhuriyetçile-rin bütün çabasına ve Demokratların bütün siyasal falsolarına rağmen ayakta kalmayı başarıyor. Amerikalı olmayanların, bu dünyadan bir Barack Obama’nın geçtiğini anlamasına yardımcı olabilecek tek şey, “Joint Comprehensive Plan of Action” (Ortak Kapsamlı Harekat Planı) adıyla bilinen, İran’la nükleer anlaşmadır. İran’ın nükleer programının denetimine karşılık, dondurulmuş İran mallarının ve paralarının serbest bırakılması ve Tahran’a ambargonun kaldırılmasını öngören anlaşma, Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi’ne, İran’ın komşularına, Rusya ve Avrupa Birliği’ne göre işliyor. Başka bir deyişle, İran, şu anda gizlice atom veya hidrojen silahı geliştirmiyor.
 
Ama anlaşma imzalanmadan önce o zaman aday olacağı bile belli olmayan emlakimparatoru Donald Trump ve İsrail hükümeti, bu anlaşmanın işe yaramayacağını; bunun sadece İran’a yarayacağını; İran’daki mollaların dünyanın gözüne baka-baka atom bombası geliştirmeyi sürdüreceğini söylediler ve hala söylüyorlar.

İki taraf da sadece bu söylemi sürdürmekle kalmıyor, aynı zamanda bu inançla yeni politikalar geliştiriyorlar. Trump içerde iç siyasette içine düştüğü bunalımdan çıkabilmek ve en büyük rakibi olarak gördüğü Hillary-Obama imgesini yıkabilmek için, Netanyahu hükümeti ise İran’ın hala sürdürdüğünü iddia ettiği nükleer silah programını kendi silahlarıyla yok edebilmek için, bir İran savaşı çıkartmanın dayanılmaz arzusu içindeler. Bu iki cenahın İran siyasetine “şehvet” sıfatını yakıştıran, 28 yıl Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü CIA’de kıdemli analizci olarak hizmet ettikten sonra “Amerika Neden Dünyayı Yanlış Anlıyor” başlıklı bir kitapyazarak, kurumdan ayrılıp blog yazarlığına başlayan Paul R. Pillar’dır. Trump ve Netahyahu’nun birbirlerinden hiç hoşlanmadıklarını, ancak “Bir İran savaşını kaçınılmaz hale getirmek” (en azından dünyaya öyle göstermek) için ortaklaşa ellerinden geleni yaptıklarını belirten Pillar, her ikisinin de İran’la bir savaşın sonuçları konusunda zerre kadar kaygı duymadıklarını yazıyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Benden sonra n’olursa olsun! 21 Kasım 2024 | 124 Okunma Bırak savaşları sona erdirmeyi… 18 Kasım 2024 | 182 Okunma Ortada iki plan var 14 Kasım 2024 | 157 Okunma Bu Avrupa Birliği ne kadar da akıllı bir örgüt! 11 Kasım 2024 | 195 Okunma En azından ABD’de kıyamet kopmayacak 07 Kasım 2024 | 735 Okunma