İsveç ve Finlandiya ile, onların kayıtsız şartsız NATO’ya katılmasını isteyen ABD ve Almanya ile NATO Genel Sekreteri, Norveç eski başbakanı Jens Stoltenberg demeç üstüne demeç veriyorlar Türkiye’yi ikna etmek üstüne! Hiçbirinden, özellikle NATO’nun Batı Avrupalı üyelerinin hiçbirinden, Kandil’den sonra en kalabalık PKK-PYD-YPG nüfusunu barındıran İsveç’ten, Irak’ın ve Suriye’nin bölünmesi fikrinin ABD’den sonra en büyük şampiyonu Finlandiya’yı terörizm hamiliğinden vazgeçmeye ikna yönünde bir kelime duymadık.ABD’nin, Yunanistan ile NATO’nun saldırıya uğrayan bir üyenin topluca imdadına koşmayı öngören meşhur 5’inci maddesinin dışında, ne gibi “düşmanlara” karşı ne gibi taahhütler öngördüğü bilinmeyen bir “özel ittifak anlaşması” imzalamış olması, ittifakta yapısal bir değişime sebep oldu. Türkiye’ye karşı bu denli hasmane, hele uyarıldıktan sonra bu denli katı bir ısrar içinde olan bu ülkelerin “Türkiye’yi -gerektiğinde- savunma” meselesinden ne anladıklarını, NATO anlaşmasının onlar için açık, gizli nasıl tahrif edilip bozulacağını, ortaya ne gibi yeni yapısal sorunlar çıkacağını kestirmek hemen hemen imkânsızdır.Bunun da ötesinde, NATO, artık babamızın, dedemizin NATO’su da...