Kraliçe Elizabeth’in öne çıkan özelliği, dünyanın eli en kanlı imparatorluğunu, sevimli bir olgu haline getirmesidir. Liberal Emperyalizm ideolojisi, bugün onun şirinliği, hatta zararsız saray entrikaları sayesinde, yerini bir reformizm masalına bırakmış bulunuyor.Bir kraliçe değil de bir kral tahtta oturuyor olsaydı, belki de İngiltere 19’ncu yüzyılın büyük bir bölümüne yayılan 250 savaşla 178 ülkede 700 milyon kişiyi egemenliği altında tutmak için döktüğü kanları bu kadar kolay gizleyemezdi.“Bu kadar kolay” ifadesinden, bu savaşların bu ülkelerdeki bu insanlar için kolay olduğu sonucu asla çıkartılmamalı. “’Şiddet” İngiliz İmparatorluğu’nu ayakta tutan ve başka imparatorlukları yok etmesini sağlayan ana unsurdu. Bugün saraylarda, katedrallerde, pembeli-eflatunlu tüller, jübilelerle, geçit törenleri ile anlatılan “uygarlık öyküsü” gerçekte milyonlarca bağımsızlık yanlısının katledildiği katliamları örtüyor. Meşruti bir monarşide, tacı kafasında taşıyan krallar-kraliçeler böyle toplu cinayetlerin sorumlusu sayılmazlar; başbakanlar, bakanlar ve parlamentolar vardır hesaba çekilmesi gereken.Nitekim, Kraliçe Elizabeth’in tahtta 70’nci yılı törenlerinde sokakları dolduran ve tören...