Adam, istediği an, yani parlamentoda 2-3 oy çoğunluğu bulduğu anda, Anayasa Mahkemesi’nin hangi yasalara veya hükümet kararlarına bakabileceğine dair yasa çıkartıyor. (Onların yüksek mahkemesi Danıştay görevi de yapıyor.) Muhalefet bir tarafa, bütün vatandaşlar bu sözde yargı reformuna karşı sokakları dolduruyor; askere alınma sırası gelen yedek subaylar, ki aralarında generaller, bölük komutanı olacak kişiler var, protesto amacıyla orduya katılmayı reddediyorlar.Ama Netanyahu’nun umurunda olmuyor. Bir tür şeytan tüyü müdür? Yoksa bir tür ABD ve AB için “muteber adam” pozisyonunda olmak mıdır? Bunu İsrail’in ABD açısından vazgeçilmezliği, onun güvenliği için İran’ın nükleer enerji (bomba değil enerji) edinmesinden tutun, Irak ve Suriye’yi üçe bölmek dâhil, bölge haritasını yeniden çizmeye kadar varan önemiyle açıklayamazsınız. Ehud Olmert, Yair Lapid ve Naftali Bennett de aynı İsrail’in başbakanlarıydı, onların yönettiği İsrail de ABD için vazgeçilmez önemdeydi. Ama Netanyahu öncesi hiçbir hükümet, ABD ve AB tarafından onun gördüğü toleransı (tolerans ne demek, baş tacı edilmeyi, hataları görmezden gelinmeyi) görmedi.Stockholm’de bir terörist siyasetçi Kuran’ı yakmaya kalkar, ABD...