Önce Genç Osmanlıların, sonra Jön Türklerin, sağcısından solcusuna, muhafazakârından liberaline Türk aydınlarının bir tür okulu olmuştu Fransa. Modernleşme, batılılaşma ile o da Avrupalılaşma ile bir tutulmuştu ülkemizde. İlk yerleşik büyükelçimiz Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin gönderildiği Paris’teki anılarını okuduğumuz 1720’den bu yana Avrupa dendiğinde aklımıza ilk Fransa gelir. Ülkemizde en çok öğrenilen yabancı dil Fransızca olmuştur. Şimdilerde Almanya ve İtalya’dan sonra üçüncülüğe düşmüştür ama Fransa, yakın tarihe kadar Türklerin en çok ziyaret ettikleri ülkeydi. Fransa hala Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği 5’nci ülke konumunda.
Bu sıkı ilişki, Osmanlı’nın parçalanarak yok edilmesinde İngiltere kadar aktif rol oynamış olmasına rağmen, örneğin Yunan ordusunu “Gel Anadolu’yu işgal et” diye ikna eden, onları gemileriyle İzmir’e getiren ülkenin Fransa olmasına rağmen devam etmiştir. Hatay’ı vatana yeniden katmamıza en çok direnen, Türkiye’yi yeniden savaşın eşiğine getiren Fransa olmasına rağmen.