Ramazan’da şeytanların eli kolu bağlanır denir ya! O hesap, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman işe karıştırılmadığı zaman, ne kadar yaşlı ve hasta olursa olsun, Kral Salman bin Abdülaziz doğru kararlar verebiliyor. Örnek: Katar Emiri Muhammed bin Sani’nin Mekke Konferansı’na bizzat Kral Salman tarafından davet edilmesi ve Kral’ın bu konferansta yaptığı konuşma.
Suudi Arabistan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanlığını Türkiye’den devir aldı. Suudilerin ve bütün üyelerin bilmesi gereken, İİT’nin Türkiye’nin başkanlığından sonra aynı kurum olmadığıdır. Türkiye, ABD’nin işgal altındaki Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve elçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e nakletme kararına karşı, İİT’yi tarihinde hiç görülmemiş bir hızla topladı ve oy birliği ile protesto kararı alınmasını sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konferansta yaptığı konuşma, örgüt tarihinde bir liderin uluslararası bir konuda aldığı en kesin tavrı, en keskin eleştiriyi, en kararlı tutumu dile getiriyordu.
Hakkı, ait olduğu yere teslim etmek gerekirse, Kral Salman da Mayıs’ın son günü yaptığı kapanış konuşmasında, Erdoğan’a benzer bir kararlılık sergiledi. Oysa, batı gazetelerinin o tarihteki haberlerine göre, Salman’ın oğlu ve veliahttı Muhammed (MbS), Birleşik Arap Emirlikleri veliahttı bin Zayed (MbZ) ile, Trump’ın damadı ve Ortadoğu baş danışmanı Jared Kushner’e İslam dünyasının Kudüs kararına ses çıkartmayacağı garantisini vermişlerdi. Türkiye bu oyunu bozdu.