Ama nerede kotarıldığı ve ne gibi bir nihai hedef güdülerek başlatıldığı belli olmayan Şabat (Cumartesi) Baskını, artık kimsenin ince eleyip sık dokuyacağı analizlere imkan vermeyecek. Ancak, bu çok kutuplu dünyada küresel liderliğe oynayan ülkeler adına yapılan açıklamalarda hakkaniyet ve denge ölçülerini gözetmeye her zamankinden çok ihtiyaç var. ABD başkanı Biden, “Terör eylemlerinin hiçbir zaman haklı gerekçesi olamaz” diyor ve orada duruyor. Bu cümleden sonra bir de “Nokta!” diyerek, bu ifadenin hiçbir şekilde, ama’sı, fakat’ı olmayacağını vurguluyor. Bir hukuk devletinde bu ifade doğrudur. Ancak, Biden’ın Hamas’ın 1000’e yakın İsrailliyi öldürdüğü Cumartesi saldırısının haksız-hukuksuz ve her gün bir yeni terör eylemi ile işgali sürdüren bir ülkenin işgalcilerine ve onları koruyan ordusuna karşı yapıldığını da söylemesi gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne İsrail topraklarında ne Filistin topraklarında tek bir masumun dahi burnunun kanamasına razı olamayız,” derken, bu dengeyi, hakkı ve hukuku gözetiyordu. Bir ülkenin kendisine karşı terör eyleminde bulunun kişileri sınırları içinde ve dışında takip edip yakalaması ne kadar hukuka uygun ise, bu amaçla başka ülkelere...