İsveç’in sağ ve aşırı sağ ile kurduğu ve sadece üç oy çoğunluğuyla ayakta duran koalisyonunun başbakanı Ulf Kristersson, kendi ülkesini ne kadar temsil ediyor ki onun sözlerini Avrupa’ya genelleştirebilelim? Ama ülkesinin NATO’ya üye olması için ciddi bir çaba içinde bulunuyor olmasına rağmen, Ankara’da yaptığı görüşmeler ve daha sonra basın açıklamasındaki sözleri, onun da Finlandiyalı meslektaşı Sanna Marin gibi, Madrid’de imzaladıkları üçlü mutabakat metnindeki taahhütlerini ne zaman uygulayacakları kendilerine hatırlatırsa, lafı döndürüp dolaştırıp “Sizinle çok ama çok ticaret yapacağız” demeye getirmesi, sanırım birçok kişide kötü bir izlenim bırakıyor.Basın toplantısında İsveçli bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “İsveç’in hâlâ hangi sözleri yerine getirmesini bekliyorsunuz?” şeklindeki sorudan çok hayret ifadesi olan sözleri de İsveç’te siyaset çevrelerinde üçlü mutabakata bir formalite, hatır için imzalanmış bir belge gözüyle bakıldığını gösteriyor. “Sizin terörden çok çektiğinizi biliyoruz” ve “PKK’yı bir terör grubu sayıyoruz” sözlerini, “Yanımda bu kadar iş adamı getirdim, bakın! Gelin ticaret konuşalım!” mealindeki ifadenin takip etmesi, üçlü mutabakata...