Amerika’nın içerde ne zaman başı sıkışsa, dışarıda devasa büyüklükte planları devreye sokar. 1982’den bu yana en yüksek fiyat enflasyonu ile karşı karşıya kalmak, siyasal tepkiden korkarak kapanmaya gitmeyip günde 1500 kişinin ölümünü seyretmek, seçim vaadi haline getirdiğin “yeniden kalkınma” projesinin göz göre göre elinden uçup gitmesini çaresizce takip etmek, sanırım “içerde başı sıkışma” tanımına girer. Elde hazır Bush’tan miras kalmış Şahinler ve Neocon’ların dünyaya yeniden ayar çekme projeleri varken, dikkatleri usulca dışarı çevirmek ve böylece önümüzdeki 1000 günü yeniden seçilme umuduyla geçirmek mümkün. Joe Biden’dan söz ediyoruz; gelecek yıl 50 yılı dolacak siyasal yaşamı, iç değil dış politika ile geçmiş bir kişi...Hal böyle iken, İsrail’in, gizli saldırılarıyla Suriye’de kuş uçurtmadığı bilinirken, “İsrail’i haritadan sileceğiz” saçmalığı sadece İsrail’in değil ama dünyadaki tüm Musevilerin ortak belleğinde alev alev yanan bir gerçekken, İran’ın yaptığı nedir? Cenevre görüşmelerinde İran’ı oyuna getirmeye çalışan ABD ve AB’nin haksız tavrına bu sütunlarda itiraz edeli bir ay olmadı. Ama sanki milyonlarca masum İranlıyı bu haksızlıktan kurtarmak kendi görevleri...