Diplomaside “kelimeler” çok önemlidir. Nitekim bu sebeple dünyada “diplomatik dil” diye bir şey vardır. Dışişleri Bakanlığı’nda uzun yıllar en önemli görevlerde bulunmuş Büyükelçi Sayın Yalım Eralp’in 1976’da, belki de ABD’nin Kıbrıs konusunda hala çözümsüzlükten yana olmasıyla sonuçlanan bir kelime tercihinde, anlaşamamış olduğumuz bir iletişim sorununu anlattığı anısını hatırlıyorum.
ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger önerecekleri çözümün taslak mektubunda “Federeted” kelimesini kullanmış; Türk tarafı “Federal” kelimesini önermiş. Kissinger “İkisi de aynı anlamda” deyince, Türk tarafı “Öyleyse Federal deyin!” diye ısrar etmiş. Sn. Eralp, “O mektup hala gelmedi!” diyor.ABD’nin Arap dünyasını bölüp parçalamak için düzenlediğini artık tam anlamıyla bildiğimiz sözde Arap Baharı Mart 2011’de Suriye’ye ulaştı; Beşar Esat, Sünni muhalefetle anlaşmak yerine, Nusayri Şebbiha milisleri ile 10’a yakın kent ve kasabayı aylarca kuşatma altında tutmayı tercih etti. Muhalefetin direnmesi sürünce de, “Baas Rejimi”, “isyancı teröristleri sakladıkları” iddiasıyla Dera, Süveyda, Halep, İdlip ve Hama illerini önce topa tuttu, sonra da uçakla bombaladı.Kentlerde durum korkunçtu. Gelen vahşet...