İnsan bazen Putin’in ayık kafayla gezdiğinden kuşkuya düşüyor. İran’ın kurnazca bir Farsi oyunu ile canlı yayınladığı zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ateşkes” terimiyle adlandırdığı geçici çözüme eli silahlı 50’ye yakın grubun içinden sadece ikisini zikrederek, “Nusra ve DAEŞ bu masada yok!” şeklindeki nezaketten uzak hatta açıkça kaba yanıtı vermesi için Putin’in ‘amiyane tabirle’ o anda bir şeylerin kafasını yaşadığı kuşkusuz.
Türkiye, hiçbir gün hiçbir silahlı grubu, Cenevre ve Astana süreci üyelerinin bilgisi olmadan desteklemedi. Gerçi zirve sonrası bazı Rus ve Arap haber kaynaklarının Türkiye’nin “bazı silahlı grupları desteklediği satır aralarına sıkıştırılmışsa da bu, müsebbiplerini iyi tanıdığımız “MİT TIR’ları haberi” denen tezvir faaliyetinin ülkenin alnında bıraktığı izden ibarettir ve buna karşı ülkenin kendisini savunması bile gerekmez.
Elbette Suriye’de BAAS rejimine muhalif halkı tedhişle ve korkutarak, sindirerek kendi yanına çekmek isteyen, buradan derlediği gücü dünyanın başka yerlerinde terör için kullanan El Kaide, onun türevi El Nusra, PKK ve türevleri gibi terör örgütleri vardır. Bunlarla BAAS’a ve katil Esad’ın silahlı kuvvetlerinin saldırılarına karşı koyabilmek için silahlanmış, ancak bu yola itilmeselerdi sadece birer siyasal partiden ibaret kalacak olan meşru muhalefeti ve bunların vücut verdiği Özgür Suriye Ordusu’nu birbirine karıştırmamak gerekir.