Amerikalılar ve tüm dünya dün Trump’ın ABD’nin bir yıl içinde kat ettiği mesafeye ilişkin raporunu ve önümüzdeki yıllarda alacağı biçime ilişkin vizyonunu kendisinden dinledi. Bir yıl önce Kongre’nin ortak oturumuna hitaben yaptığı konuşma Demokrat Partili 60 siyasetçi tarafından boykot edilen Trump’ı bu kez 11 Demokrat protesto etti. Trump, tarihin en uzun Birliğin Durumu konuşmasını da yapmış oldu; korkulduğu gibi teleprompter’da gösterilen önceden hazırlanmış metnin dışına çıkmadı. Dolayısıyla, “başkan gibi” göründü ve “başkan ciddiyetini” baştan sona muhafaza etti.
Trump, beklendiği gibi, pahalı doların getirdiği (ve kısa ömürlü olacağı tahmin edilen) ihracat gelirleri artışının sonuçlarını kendi çabalarına bağladı. Doğrudur; bir yıl içinde kendi çabasıyla Amerikalı iş adamlarının ve tüketicinin cebinde daha fazla nakit kalmasını sağlayan vergi indirimleri gerçekleşti; ancak bu tasarruflar bu yıl değil, gelecek yıl devreye girecek. Ancak gelecek yılki gelirinden tasarruf edilecek kısmın miktarı bile birçok iş adamını, bu yıldan istihdamı artırmaya sevk etmiş görünüyor. ABD’de son 20 yılın en iyi istihdam rakamlarına ulaşılmış olması bununla izah edilebilir. Uzmanlar bu iyileşmenin geçici olacağını, doların değerindeki yapay yüksekliğin gelecek yılın ihracat rakamlarını olumsuz etkileyeceğini söylüyorlar.
ABD ekonomisindeki iyileşme veya kötüleşme aslında dünyayı çok da ilgilendirmiyor. Dünyanın kaygısı, ABD’nin Çin’i, Rusya’yı ve İran’ı “kuşatma” siyasetinin alacağı yönle ilgili. Trump’ın konuşmasının bu üç ülkeyle ilgili siyasette bir değişiklik olmayacağını gösterdiğini söyleyebiliriz. Nasıl olsun ki?