İç ve dış siyasetle ilgili analiz çabasında gördüğünüz bu satırların sahibi, gazetecilik hikâyesinin 1980’lerin ortalarından bu yana olan yolculuğunda, siyasal yazıların yanı sıra, bilgisayar programcılığı konusunda da ter dökmüştü. son dönem çabalarım arasında, özellikle İnternet Protokolü (IP) tabanlı iletişimin geleneksel iletişimle nasıl bir izdivaç gerçekleştireceği konusunda okumalar-yazmalar vardı. Bu sırada henüz ortada sosyal medya, YouTube gibi, “İnternet tabanlı video paylaşımı” gibi girişimler ve Veri Gazeteciliği de yoktu. Ama bütün bunların olabilmesi olanağı vardı. İletişimciler, IP tabanlı olasılıklar üzerinde düşünmeye başlarlarsa, ortaya Twitter’ın, Facebook’un, Instagram’ın ve YouTube’un çıkacağı kesindi.Bir şey daha kesindi: Yapay zekâBununla, bilim kurgu filmlerindeki gibi insanların yerine düşünen ve insanlara kızınca, onları ortadan kaldırmaya başlayan kötücül HAL 9000’i kastetmiyorum. “Bir Uzay Destanı” filmindeki gibi bir bilgisayarın yapılmasına emek harcayan programcılar da var; ancak mesele böyle fantezilerden çok, 2018’den beri ürünlerini halka açan OpenAI ile onu izleyerek piyasaya giren Anthropic, Mindverse ve TruEra firmalarının çalışmalarının...